Proteinlerin bedenin ana yapı taşları olduğunu aktaran Dr. Bilgin, “Proteinden fakir bir diyetle beslenmek saçların güçsüzleşmesine ve mevsim geçişlerinde daha fazla kaybına yol açar. Münasebetiyle sonbaharda saç kaybının önüne geçmek için her gün kâfi ölçüde protein alınmasını öneriyoruz. Ayrıyeten bu devirde zerzevat, meyve ve yeşil salata ölçüsünü artırmak da saçları müdafaaya yardımcı oluyor. Beslenmenin yanı sıra bilhassa mevsim geçişlerinde saçların bakımı daha da değerli hale geliyor.
Saç eserlerini içeriklerini bilerek, şuurlu bir biçimde kullanmak gerekiyor. Köpük oluşturmak için kullanılan sülfatlar cildi tahriş ediyor, hami parabenler hormon işlevinde ve istikrarında bozulmaya neden oluyor, koku için kullanılan ftalatlar ise potansiyel kanserojenler. Halbuki hindistan cevizi, zeytin, jojoba üzere bitkisel yağların nemlendirici ve güçlendirici tesiri bulunuyor. Hidrolize keratin de cilt ve saçın doğal proteini” diye konuştu.
SAÇLAR KENDİ TİPİNE UYGUN SIKLIKTA YIKANMALI
Dr. Alım, saç derisinin her saç telini kaplayan, saçı besleyen, yumuşatan ve koruyan doğal yağlar ve unsurlar ürettiğini belirterek “Her yıkamada bunlar şampuan içindeki hususların tesiriyle temizleniyor ve saçların doğal muhafazası ortadan kalkıyor. Bu nedenle saçlar kendi tiplerine uygun sıklıkta yıkanmalı. Mesela kuru saçlara sahip olanlar saçlarını haftada 2-3 kez, yağlı saçlara sahip olanlar her gün yıkayabilir.
Saçların da sıcak su ile değil, ılık su ile yıkanmasını tavsiye ediyoruz zira sıcak su, saç köklerinden ekstra yağ üretimini uyararak baş derisine ve saçlara ziyan veriyor. Saç kurutma makinesini de tavsiye etmiyoruz ancak kullanılacaksa da makinenin soğuk hava düğmesine basılmasını öneriyoruz. Sıcak hava tellere önemli ziyan vererek kırılma, kıvrılma ve kırık uçlara neden oluyor” tabirlerini kullandı.