Olay, 6 Temmuz’da Kayapınar ilçesinde meydana geldi. Avukat Türkan Gülistan Tekin ve kızı B.D.G., iki başka yerden kocası F.G.’nin de ortalarında olduğu şahıslar ve kardeşi A.G.’nin yardımıyla kaçırıldı. Avukat Tekin’in babası Bülent Tekin, polis merkezine giderek, kızının boşanma basamağında olduğu F.G. ve yakınları tarafından kaçırıldığını söyleyerek şikayetçi oldu.
Polis, Türkan Gülistan Tekin’in kaçırıldığı argüman edilen ve plakası belirlenen aracı Bismil kara yolu üzerinde durdurdu lakin Tekin ve kızına rastlanmadı. F.G., eşini ve kızını 7 Temmuz’da öğlenden sonra Kayapınar ilçesindeki Huzur Polis Merkezi’ne getirerek teslim oldu. Buradaki süreçlerin akabinde Türkan Gülistan Tekin ve kızı B.D.G., polis eşliğinde meskenlerine götürüldü. F.G. ve kardeşi A.G. ise sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı; Asliye Ceza Mahkemesi’nce iddianame hazırlandı.
‘TALEP VE BEYANLARIMIZ DEĞERLENDİRİLMEDİ’
“Biz öldürülme kastıyla kaçırıldık” diyen Türkan Gülistan Tekin, iddianameyle ilgili verilen kararı HSK’ya taşıyacağını belirterek, şunları söyledi:
“Ben ve çocuğum 6 Temmuz’da boşanma kademesindeki eşim, arkadaşları ve adamları tarafından kaçırıldım. Eşim ve kardeşi tutuklandı. Şu an cezaevindeler ancak kameralara yansıyan kardeşi ise tutuklanmadı hatta sözü talimat yoluyla jandarma tarafından alındı. Ben bir avukat olarak bir insana tokat atmış olsaydım savcılık makamı beni getirtir, tabirimi yanında alırdı. Bu şahıslar savcılık makamında söz vermediler. İddianame eksik bir halde yürütülmüştür hiçbir talep ve beyanlarımız çabucak hemen değerlendirilmemiştir. Biz belgemizin en az 30 ile 40 yıl ceza ile açılmasını beklerken 4 ile 14 yıl ortasında komik bir yılla iddianame düzenlenmiş ve bu iddianame Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiştir. Olayımızda net bir formda yağma cürmü sabit olmasına karşın takipsizlik kararı verilmiştir. Biz bu hafta içinde itiraz edeceğiz. Bizim burada hiçbir biçimde ayrıcalıklı davranma tarafında hiçbir beklentimiz yoktur. Hukuk, adalet ne ise biz o formda davranılmasını beklemekteyiz. Biz HSK başta olmak üzere evrakımızda yasal olan bütün teşebbüslerde bulunacağımızı belirtmek istiyoruz. Yalnızca iddianamede ‘kişiyi hürriyetinden mahrum kılma’ hatasından dava açılmış fakat biz öldürülme kastıyla kaçırıldık. Mesela ‘ölümle tehdit’ten ceza istenmemiş ve ‘yağma’ kabahatinden takipsizlik kararı verilmiştir. ‘Yağma’ cürmünden takipsizlik kararı verilmemiş olsaydı aslında evrakımız Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılacaktı. Biz bu hususta da bu hafta yeniden itiraz edeceğiz. 7 Kasım’da duruşmamız var.”