Millet İttifakı’nın üyesi DEVA Partisi’nin önderi Babacan, HaberTürk TV’de katıldığı programda Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtlayarak gündemi kıymetlendiriyor.
Babacan’ın söyleşisinden öne çıkanlar şöyle:
‘Ülkeyi istişareyle uzlaşı içinde yönettiği bir modele karar verdik’
“Çoklu müzakere ortamında tartışmalar olur fakat bunlar geride kalır, mutabakat uzlaşı kararlar kalır. Artık tartıştığımız her mevzuda karar alıp kamuoyuna deklare ettiğimiz seçime yürüdüğümüz için tartışmalar geride kalmış üzere görüyorum. 24 saat kala yeni gelen fikirlerle ilgili değerlendirilmeler yapıldı. Herkes argümanları dinledi. Saat 3 buçuk üzere oturduk, 8 civarında bitirdik, ortak adayımızı, yol haritamızı açıkladık. Şahısları partileri yan yana koyduğunuzda Türkiye’nin tamamını temsil eden tablo var ortada. Ülkeyi istişareyle uzlaşı içinde yönettiği bir modele karar verdik.
‘Kapıyı açık tuttuk’
Biz adaydan evvel ortak metin oluşturduk. Seçimden sonra ne yapacağımız konusunda ne yapacağımıza uzlaştık. 2 bin 300 unsurun yarısını yapsak aslında 5 sene hükümeti meşgul eder, ülke farklı yere gelir.
Masa devam ediyordu, bir parti kalktı, sonra geri geldi. 5’li masada durum değerlendirmesi yaptık fakat imzalı deklere etmedik, basın açıklaması yaptık. Pazartesi günü saat 14:00’e kadar Güzel Parti’nin dönmesi için kapıyı açık tuttuk.
‘İkililer ortasında isimler konuşuldu’
Nihayetinde uzlaşıp işi bitirdiğimiz için daha sonraki yaşananlardan tarihçiler olaylar çıkarabilir. Perşembe günü toplantıda 6 lider oturduk birinci kere Cumhurbaşkanı adaylarının isimlerini konuşmaya başladık. İkililer ortasında isimler konuşuldu.
Bizi bir ortaya getiren en kıymetli öge, Parlamenter sisteme geçme isteğiydi. Şu andaki ucube sistemden kurtulup, ülkeye gerçek demokrasiyi getirmekti. 84 unsurluk paketle Meclis açıldığında Anayasa komitesine sunulmaya hazır. Binanın temelini sağlam atmamız gerekiyor. Anayasa değişikliği bu binanın temelini oluşturdu. Sonra ortak siyasetler metni oluştu.
‘Akşener’in görüşü farklı olduğu için birinci oturumda uzlaşı olmadı’
Takım oyununda ekip kaptanı kim olacak diye perşembe günü konuştuk. Gültekin Bey’den başladı. Ben, Temel Beyefendi, Ahmet Beyefendi, Kemal Beyefendi sonra Meral Hanım sırayla konuştu. Birinci sefer açık açık genel liderlerin birçok Kemal Bey’in ismini zikrederek ortak aday olmasını uygun görüyoruz dediler. En son Akşener konuştu, farklı fikirleri vardı. Partimizin farklı fikri var dedi, onları söyledi. Birinci oturumda uzlaşı olmadı. 5 imzayla ortak adayı deklere mi edelim, yoksa Âlâ Parti’ye mühlet mi verelim.
İlk cinste ben ortak adayın masadan çıkması gerekir dedim. Uzlaşıya açık bir konumda oturmanız gerekiyor. Bizim tercihimiz genel liderlerden biri adayımız olsun dedim. Birinci tıpta Sayın Akşener’in görüşü farklı olduğu için uzlaşı sağlanmadı.
‘Masadan ben kalkayım diyen olmadı’
Şöyle bir fikir geldi: O vakit sanki 5 imzayla ortak adayı açıklayalım mı diye, ben dedim bu yanlışsız olmaz. Sayın Davutoğlu’nun da görüşü o formda oldu. Olağanda bir sonraki toplantı CHP’de olacaktı. Bu toplantının ikinci oturumunu da burada yapalım dedim. Sayın Akşener’e size kaç gün gerek durumu kıymetlendirmek için dedim, bir kaç gün olsa kâfi, GİK’i toplamam gerekir dedi.
Masadan ben kalkayım diyen olmadı. Çok kısa bir şey açıklayalım, ortak anlayış oluştu diye. Bunu tekrar pahalandırmak ve açıklama yapmak üzere toplanacağız dedik. Herkes imzaladı. Sohbet gergin olsa akşam yemeği olmaz.
‘Okuyunca üzüldük, açıklama, üslup yaralayıcıydı’
Ertesi günkü masadan kalkmayla ilgili deklarasyonu beklemiyordum. Okuyunca üzüldük, açıklama, üslup yaralayıcıydı. Fevri ve duygusal bakmıyoruz. Olmaması gereken bir üslup tamam ancak Uygun Parti’yi anlamak lazım. Arkadaşlarımıza hiçbir açıklama yapmıyoruz diye konuştuk. 36 saat sustuk. Ancak yanlış beyanlara sessiz kalırsak da hiç kimse için yanlışsız olmaz, buna da müsaade vermememiz lazım.
Bizim perşembe günkü toplantıdaki sözümüzün yerine gelmesi gerekiyordu. 24 saat bildirileri verdik. Pazartesi günü de farklı fikirler ortaya çıktı. 2 Belediye liderinin ismi fikirleri. Her şey masada konuşulur dedik. Hiçbir şey ön kaideye bağlı olacağını kabul etmeden konuşalım dedik.
Mesele yüklü olarak CHP ve Uygun Parti ortasındaydı. Çok doğal, dörtlü bir ortaya gelip konuştular. Toplantıda hiçbir hususta ön kabulümüz yok, burada fikir neyse buyurun dedik. Ne konuştuklarını da bilmiyoruz. Fikirlerini bizimle daha evvelden söylediler.
‘2 defa toplantıdan çıktım’
Önce oturduk, birer kahve içtik sonra masaya geçtik. Sayın Akşener, yeni öneriyi anlattı. CHP ile bunu konuştuk dedi, başka partilerle de konuşmak istiyoruz dedi. Dayatma olmadı masada. Teklifi inceledik, hukuksal açıdan nasıl olur, siyasi açıdan nasıl olur. 2 defa toplantıdan çıktım, bize özel bir toplantı odası ayarlayın dedim Saadet Partisi’ne. Fikri tam anlamış değiliz. 1 saate yakın kendi arkadaşlarımızla değerlendirdik. Yine masaya döndük, muhakkak bir noktaya geldi. Tekrar arkadaşlarımla konuşmak istedim.
Siyasi ve türel fizibilitesini ayrıntılı incelemeden baştan buna imza atarsanız sonra bu imzanın altında kalırsınız. Güzelce tahlilini yapmak istedik. Yarım saat daha ayrıldım toplantıdan. Sonra makul bir çerçevede mevzuyu olgunlaştırdık. Pazartesi 14:00’te gelmek haklarıdır, 5 imzayla açıklama yapmak olmaz dedim masa da kabul etti. Dönmesi zayıf görünüyordu ancak kapıyı açık tutmayı çok önemsedik.
‘Sabahın üçünde telefondaydım’
Mutabık kaldığımız metin Âlâ Parti’ye de gönderildi. Akşener de mutabıkız dedi. Belediye liderleri formülünü de oturduk konuştuk, 12. maddeyi yazdık bitirdik, ilan ettik.
Kendi aramızdaki toplantıda fikirleri olgunlaştırdık. Toplantıya döndük, Sayın Davutoğlu taslak yazdı, sonra teklifler gelişti. 12. unsur eklendi. Husus oraya girmeden evvel okundu, herkes onayını verdi. Hususlar yazılıp geldi, 12. husus de eklendi. Ortak metne hepimiz imza attık, adayımızı belirledik, büyük muştuyu Türkiye’ye açıkladık.
İşin keyif boyutu ve yorgunluk boyutu var. Son birkaç gün genel liderler için güç oldu. Sabahın üçünde telefondaydım. Akşener sabah görüşme trafiğini bitirdiğini söyledi. Sıkıntı bir süreç yaşadı herkes.
Mutabakatımız, herkesin içine sinen mutabakat oldu. İstişare çok değerli. Bizim en son deklarasyonumuz Türkiye’de çok büyük bir sevinç dalgası oluşturdu. İnsanların umudu birden arttı. Daha da güçlendirilmiş bir takımla.
‘Gerçekten tarihi muvaffakiyet elde ettik’
Salı sabahı televizyon programında ‘adeta yıldızlar karması oluşturduk’ dedim. Muhalefette kimler varsa hepsi artık tıpkı ekipte. Artık beşerler ‘Benim cumhurbaşkanı adayım şuydu’ demiyor. Şu andaki idarenin bir an evvel değişmesi gerektiğini, gerçek demokrasiyi düşünen herkes bunu büyük bir memnunlukla karşıladı. Sahiden tarihi muvaffakiyet elde ettik.
Hukuki yapılabilirliği, siyasi fizibilitesi iki belediye lideri değerlendirildi. Sayın Cumhurbaşkanının uygun göreceği vakitte, misyonları tamamlanmış olarak Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak vazife yapacaktır dedik. Bu seçimden sonra sayın Cumhurbaşkanının inisiyatifinde olacaktır. Sayın Kılıçdaroğlu bize sorabilir fakat biz bunda da mutabakat isteriz demedik. Kıymetli bir atama kararı, düzenleme, kararname ise esasen 6 genel lider bir ortaya gelip istişare ve uzlaşıyla alınacak. Güvenlik, afet idaresi, sıhhat, eğitimle ilgili kıymetli kararsa 6 genel lider sürecin tümünde olacak. İki belediye lider tanımlanmış alanda misyonlarını yapacak.
‘Hukuken sayın Erdoğan kadar yetkili olacak’
Bizim hangi mevzuda yetkili Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağımız karşılıklı mutabakatı gerektiren bir mevzu olacak. Parlamenter sistemine geçtikten sonra Cumhurbaşkanı temsili yetkilere sahip olacak. Şu anda anayasa yetkisi ne ise Cumhurbaşkanının tüzel yetkisi o. Hukuken sayın Erdoğan kadar yetkili olacak. Fakat ‘ben bu yetkilerimi kullanırken istişare, uzlaşı aracılığıyla kullanacağım’ dedi. Şu andaki cumhurbaşkanı üzere başıma iyisi yapmayacağım dedi. Sayın Kılıçdaroğlu türel yetkilerini nasıl kullanacağını söylemiş oldu. Bu hususlarda inancımız olmasa bu süreçler esasen hiç yaşanmaz. Farklı fikirler olağan ki kelam konusu olur.