Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi’nde, Türkiye’de Basın ve Kanıyı Söz Özgürlüğü Görsel Sanatlar Standı ‘#EyÖzgürlük!’ düzenlendi. 28 fotoğraf, fotoğraf, seramik ve heykel sanatkarının katıldığı stant 8-24 Aralık 2022 tarihleri ortasında gazeteci ve sanatseverlerle buluşacak.
8 Aralık 2022 Perşembe günü saat 18.30’da TGC İdare, Kontrol, Balotaj, Onur Şuraları, TGC üyeleri ile sanatseverlerin iştirakiyle gerçekleşen standın açılış konuşmasını TGC Lideri Turgay Olcayto yaptı. “Haberin hür dolaştığı, müellif, çizer ve sanatkarların özgürce yapıtlarını üretebildiği bir Türkiye’de yaşayabilmek için var gücümüzle gayrete devam edeceğiz” diyen Olcayto, şu tabirleri kullandı:
Turgay Olcayto: Ey Özgürlük Standı’nın tam vaktidir diyorum
“İnsanın beşere reva gördüğü kıyımlara karşı duran ünlü Fransız şairi Paul Eluard tıpkı vakitte bir barış aktivistiydi. Onun “Ey Özgürlük” şiiri dünyanın her köşesindeki savaş zıtlarına çaba gücü aşıladı. Türkiye’de de Oktay Rıfat “Elleri Var Özgürlüğün” şiiriyle Eluard’a eşlik etmiş oldu. Sanatkarın yaratıları için özgür olmak baş şarttır. Özgürlüğün tadını alamayan, özgürlüğün soluğunu içinde hissedemeyen sanatkarın insanlık için kalıcı eserler vermesi beklenemez. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Kültür Kurulu bu perspektiften yola çıkarak “Ey Özgürlük” standını sizlerin ve bütün meslektaşlarımızın beğenisine sunuyor. Stant Manifestosunda da vurgulandığı üzere ülkemiz olağanüstü güç şartlardan geçiyor. Sansürün yaşantımızın ayrılmaz bir modülü haline getirildiği, temel hak ve özgürlüklerin, adaletsizliğin, eşitsizliğin yerleştiği toplumda artık kaba gücün kanunları işliyor. Daha yaşanası bir dünya için bütün insanlığın sanatkarlara ihtiyacı var. Bu açıdan baktığınızda ‘Ey Özgürlük’ standının tam da vaktidir diye düşünüyorum. Standımızın küratörü Fatma Batukan Belge’ye, standa katılan sanatkarlarımızın tümüne, Kültür Sanat Komitemizin üyelerine ve standın kotarılmasında emeği geçen Genel Sekreterimiz Sibel Güneş’e başka ayrı teşekkürlerim var. Haberin hür dolaştığı, muharrir, çizer ve sanatkarların özgürce yapıtlarını üretebildiği bir Türkiye’de yaşayabilmek için var gücümüzle gayrete devam edeceğiz.”
Sibel Güneş: İBB bürokratları müzenin meselelerine karşı tam bir kayıtsızlık içindeler
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ise standın düzenlendiği TGC Basın Müzesi’nin iktidarın sansürle, baskıyla, gözaltı ve tutuklamalarla yok etmeye çalıştığı gazeteciliğin simgesi olduğuna işaret ettiği konuşmasında şu görüşlere yer verdi:
“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti muhabirin, foto muhabirinin, kameramanın, editörlerin basın meslek örgütüdür. Yani işçinin basın meslek örgütüdür. Standın konut sahibi Basın Müzesi de her siyasi görüşten gazetecinin anı eşyalarına konut sahipliği yapıyor. Harap haldeki Abdülhamid’in sansür binası olarak da hizmet veren bu bina 1984 yılında TGC tarafından alınarak onarılıyor, gazetecilerin ve İstanbulluların hizmetine sunuluyor. Kamuya faydalı bir dernek olan TGC’nin kısıtlı imkanlarıyla ayakta tutulmaya çalışılan bu Müze için ne yazık ki hiçbir takviye alamıyoruz. Binanın sahibi olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne binanın kendisi, çatısı ve bacasıyla ilgili önemli problemlerin tahlili için yazdığımız yazılara İBB bürokratları tam bir kayıtsızlık içindeler. Evvelki İBB İdaresi Basın Müzemizi tahliye etmek için büyük bir gayret göstermişti. Yasal haklarımızı kullanarak tahliyeyi durdurduk. 2019’dan bu yana da yeni İBB idaresiyle tekraren görüşmemiz oldu. Lakin İBB bürokratları tahlil üretmiyorlar. Müzemizi beğenmediklerini, içindeki büyük baskı makinelerinin, eşyaların gereksizliğinden kelam ediyorlar katıldıkları toplantılarda. Müze binasıyla ilgili olarak öbür niyetleri olduğunu duyuyoruz. Kendi seçim devirlerinde bu mevzuyu uykuya yatırdıklarını da açıkça söz ediyorlar. Türkiye’de parlamenter rejimin yeşereceği bir yarının umudu yaratılmaya çalışılırken biz TGC olarak Basın Müzemizin kıymetini anlamayan bürokratlarla muhatap olmanın şansızlığını yaşıyoruz. Bize son alarak kurulduğu günden beri fiyatsız hizmet veren müzeye giriş gelirlerinden hisse almak için ilgi gösteren bir yazı gönderdiler. Biz de Müzenin fiyatsız olduğunu belirten bir yazı yazdık. Unutmayalım ki Müze İstanbul’un kültür varlığıdır. Basının hafızasıdır. Kayıtsızlığı muvaffakiyetle sürdüren, çözümsüzlüğü seçen ancak Müzecilik konusunda da uzman olduğunu ileri süren bürokratların varlığına karşın Müzemizi ayakta tutmak için elimizden geleni yapacağız.”
Fatma Batukan Evrak: Stant mesleğini hakkıyla yapan tüm gazetecileri onurlandırmak ismine düzenlendi
Sergi küratörü Fatma Batukan Doküman standın hazırlanış süreciyle ilgili olarak yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Türkiye’de fikrini söz etmek isteyen herkes başının üzerinde bir Demokles kılıcıyla yaşamak zorunda. Ha gazeteci olmuş ha kayıp evladının akıbetini soran bir ana, herkes birebir iklimde yaşayıp birebir havayı soluyor. #EyÖzgürlük! Türkiye’de Basın ve Kanıyı Söz Özgürlüğü Görsel Sanatlar Sergisi’nin fikri bu ağır ve güç şartlarda mesleğini hakkıyla yapan tüm gazetecilerin emeğini onurlandırmak için ortaya atıldı. Lakin akabinde “Bir ülkede basın ve tabir özgürlüğü yoksa o ülkede insan hak ve özgürlükleri de yoktur” kanısından yola çıkarak standın kapsamını genişlettik. Zira temel hak ve özgürlüklerin hiyerarşik bir sıralaması yoktur, birbirlerine bağlı ve eş vakitli uygulanırlar ya da tam bilakis ortadan kaldırılırlar. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Kültür Sanat Komisyonu’nun sanatın özgürleştirici ve güzelleştirici tesirini göz önüne alarak düzenlediği stant kamuoyunun dikkatini bu sefer sanat yoluyla çekmeye çalışıyor.”
Murat Erdin: Umarım bir gün bu stantları nostalji olsun diye de yaparız
TGC Kültür Sanat Komitesi Başkanı Murat Erdin ise standın açılışında “Bu sergiyi yapma kanısı birinci kurul toplantımızda belirdiğinde çok geçmeden kabul edildi. Bu nedenle idareye ve İdare Konseyi Lideri Turgay Olcayto’ya teşekkür ederim. Katılan tüm sanatkarlara teşekkür etmemiz gerekiyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin ismini duyar duymaz hepsi ilgi gösterdi. Bu da Cemiyetimizin saygınlığını göstermektedir. Umarım günün birinde bu tıp stantları nostalji olsun diye yaparız ve daima birlikte ‘eskiden neler olmuş Türkiye’de deriz” diye konuştu.
Sergiye gitar sanatkarı İlker Arslan da müziğiyle katıldı. Stant açılışı toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Sergi hakkında
Küratörlüğünü Fatma Batukan Belge’nin üstlendiği stant Murat Erdin, Aybeniz Ece Uçan, Cihan Oğuz, Erol Aktı, Esin Yolçınar ve Öznur Oğraş Çolak’dan oluşan TGC Kültür Sanat Kurulu tarafından düzenlendi. Stant, Adviye Bal, Armağan Ulusoy, Asuman Aktüy, Aybeniz Ece Uçan-Esin Yolçınar, Aynur Karakaş Karaağaç, Bahri Genç, Beril Anılanmert, Buket Acartürk, Deniz Pireci, Didem Erk, Ercan Arslan, Erkan Özdilek, Fatma Batukan Belge, Filiz Yıldız, Güngör Güner, Haniyeh Aeini, Huri Aykut Ülker, Kaan Sağanak, Leman Kalay, Maryam Salahi, Mehmet Aksoy, Mehmet Dere, Meriç Hızal, Nurdan Arslan, Safiye Başar, Sebati Karakurt, Uğur Şahin ve Vedat Arık’ın yapıtlarından oluşuyor.
|
TGC Basın Müzesi’nin faaliyetleri Dünyanın sayılı müzeleri ortasında yer alan TGC Basın Müzesi 9 Mayıs 1988 yılında hizmete açıldı. Müzenin binası Nezih Demirkent başkanlığındaki TGC İdare Şurası ile İstanbul Belediye Lideri Abdullah Tırtıl ortasında yapılan mutabakatla 1983’de Cemiyet’e tahsis edildi. Harap haldeki bina TGC tarafından 1984-1988 yılları ortasında bağışlarla restore edildi. Müze yalnızca vefat eden gazetecilerin değil, hayatta olan gazetecilerin de yapıtlarını, ferdî eşyalarını sergiliyor. Şu anda 75 gazetecinin yağlı boya portresi Müze’de yer alıyor. Öldürülen Gazeteciler Galerisi’nde ise her siyasi görüşten 67 gazetecinin resmi ve fotoğrafı bulunuyor. Müze hem basın teknolojisi, hem de bu teknoloji ile üretilen gazetelerle, kitaplarla basın tarihimize ışık tutuyor. Müzenin gazetecilik ve bağlantı alanında uzman bir kütüphanesi bulunuyor. Her yıl 5 bin araştırmacı kütüphaneden yararlanıyor. Müzede 35 bine yakın kitap gazetecilerin, öğrencilerin ve İstanbulluların ilgisine sunuluyor. |